Turhapo Logo
Masaüstü Reklam
İklim Değişikliği Ve Sıcaklık Artışı Neden Endişelenmeliyiz

İklim Değişikliği ve Sıcaklık Artışı: Neden Endişelenmeliyiz?

Günümüzde, iklim değişikliği ve buna bağlı olarak yaşanan sıcaklık artışı dünya genelinde en çok endişe veren konular arasında yer almaktadır. İnsan faaliyetleri sonucu atmosferde biriken sera gazları, gezegenimizin doğal denge ve iklim sistemlerine zarar vererek sıcaklık artışına sebep olmaktadır.

Sıcaklık artışı, doğal yaşamı, tarımı, su kaynaklarını, insan sağlığını ve birçok sektörü olumsuz etkilemektedir. İklim değişikliği ve sıcaklık artışının sonuçlarına karşı uyum sağlamak için hızla harekete geçilmesi gerekmektedir. Bu makalede, iklim değişikliği ve sıcaklık artışının nedenleri, sonuçları ve önemli etkileri hakkında daha ayrıntılı bilgi verilecektir. Ayrıca, küresel çapta bir çözüm için neler yapabileceğimiz de ele alınacaktır.

  1. Sıcaklık Artışının Nedenleri:

İnsan faaliyetlerinin sera gazları salınımı

İnsan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazları, gezegenimizin doğal dengesini bozmakta ve iklim değişikliğine sebep olmaktadır. Sera gazları, güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasını sağlayan atmosfer tabakasını oluşturan gazların bir kısmını tutarak, yeryüzüne yansıyan ısıyı geri yansıtırlar. Bu şekilde, atmosferdeki sera gazı miktarı arttıkça, daha fazla ısı yeryüzünde kalır ve sıcaklık artışı meydana gelir.

En yaygın sera gazı olan karbondioksit (CO2), fosil yakıtların yakılması, ormanların yok edilmesi, sanayi atıkları ve tarım faaliyetleri gibi insan faaliyetleri sonucu atmosfere salınmaktadır. Metan, diğer bir yaygın sera gazıdır ve çöp depolama alanları, hayvan çiftlikleri ve kömür madenleri gibi kaynaklardan atmosfere salınmaktadır.

Diğer sera gazları arasında ozon, su buharı ve azot oksitleri bulunur. Ozon, yüksek irtifalarda yararlı olsa da, düşük irtifalarda solunum yollarına zarar verir. Su buharı da doğal olarak atmosfere salınan bir sera gazıdır, ancak insan faaliyetleri sonucu artmaktadır. Azot oksitleri, yakıt yanması, sanayi ve tarım faaliyetleri gibi kaynaklardan atmosfere salınmaktadır ve küresel ısınmaya katkıda bulunmaktadır.

Sera gazlarının artması sonucu sıcaklık artışı, deniz seviyesinin yükselmesi, hava olaylarının şiddetlenmesi, doğal yaşamın bozulması gibi birçok olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, sera gazı salınımını azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, enerji tasarrufu sağlamak, ormanların korunması, karbon salınımını azaltacak politikaların uygulanması gibi tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Fosil yakıt kullanımı

Fosil yakıtlar, milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların fosilleşmiş kalıntılarından oluşmaktadır. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlar, insanlar tarafından enerji üretmek için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ancak fosil yakıt kullanımı, atmosfere büyük miktarda sera gazı salınımına neden olmaktadır.

Fosil yakıtların yakılması, atmosfere karbondioksit (CO2), metan (CH4), azot oksitleri (NOx) ve diğer sera gazlarının salınımına neden olmaktadır. Bu gazlar, güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasını sağlayan atmosfer tabakasını oluşturan gazların bir kısmını tutarak, yeryüzüne yansıyan ısıyı geri yansıtırlar. Bu şekilde, atmosferdeki sera gazı miktarı arttıkça, daha fazla ısı yeryüzünde kalır ve sıcaklık artışı meydana gelir.

Fosil yakıt kullanımının diğer bir önemli etkisi, hava kalitesinin bozulmasıdır. Kömür yakma özellikle hava kirliliğine yol açar ve astım, akciğer kanseri ve diğer solunum yolu hastalıklarına neden olabilir. Ayrıca, petrol ve doğal gaz arama, çıkarma ve taşıma işlemleri de doğal yaşamı ve ekosistemleri ciddi şekilde etkileyebilir.

Fosil yakıtların kullanımı, dünya ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır, ancak bu kullanımın çevre ve iklim üzerindeki olumsuz etkileri de göz ardı edilemez. Bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, enerji tasarrufu sağlamak, düşük karbonlu üretim yöntemleri kullanmak ve diğer çevre dostu politikalar uygulamak, fosil yakıtların etkilerini azaltmak için önemli adımlardır.

Tarım ve hayvancılık faaliyetleri

Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, dünya çapında sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağıdır. İklim değişikliğine neden olan sera gazlarından en önemlisi metandır. Metan, hayvanların sindirim sistemi tarafından üretilir ve atıklarından salınır. Bu nedenle, özellikle büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yoğun olarak yetiştirildiği yerlerde, hayvancılık faaliyetleri yüksek miktarda metan salınımına neden olur.

Tarım faaliyetleri de iklim değişikliğine neden olur. Özellikle modern tarım yöntemleri, kimyasal gübrelerin kullanımı ve toprağı işleme sırasında karbondioksit salınımı ile sonuçlanan traktörlerin kullanımı gibi, fosil yakıt tüketimine yol açar. Ayrıca, tarım alanlarının açılması, ormanların yok edilmesine neden olur, bu da atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasına ve iklim değişikliğine katkıda bulunur.

Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, ancak doğru yönetildiği zaman, iklim değişikliğine karşı mücadelede önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, organik tarım yöntemleri kullanarak toprağın karbondioksiti daha iyi emmesini sağlamak mümkündür. Hayvan yemi ve gübrelerinin geri dönüşümü, metan salınımını azaltabilir. Ayrıca, ormanların korunması ve ormansızlaşmanın önlenmesi, karbondioksit emisyonlarını azaltmak için önemlidir. Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynaması için, daha sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamaların benimsenmesi gerekmektedir.

Ormanların yok edilmesi

Ormanların yok edilmesi, dünya çapında iklim değişikliğinin en büyük nedenlerinden biridir. Ormanlar, karbondioksit emisyonlarını azaltmada önemli bir rol oynarlar çünkü büyük miktarda karbondioksiti emerler ve oksijen salıverirler. Ormanlar, karbon döngüsünde de kritik bir rol oynarlar, yani atmosferdeki karbondioksitin bir kısmını emerek doğal bir karbon tutma süreci sağlarlar.

Ancak ormanların yok edilmesi, bu doğal süreci engeller. Ormanların yok edilmesi, orman yangınları, tarım ve hayvancılık faaliyetleri, ağaç kesimi ve yerleşim alanlarının genişlemesi gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Orman yangınları, özellikle son yıllarda, küresel ısınma ve kuraklık gibi nedenlerle artmaktadır. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, ormanların açılmasına ve yok edilmesine neden olur. Ağaç kesimi, kaçak odun kesimi veya kaçak ormancılık yoluyla gerçekleştirilebilir. Son olarak, insan nüfusunun genişlemesi ve kentsel alanların genişlemesi, ormanların yok edilmesine neden olur.

Ormanların yok edilmesi, atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasına neden olur ve dolayısıyla küresel ısınmayı arttırır. Ayrıca, ormanların yok edilmesi, habitat kaybına, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve toprak erozyonuna neden olur. Ormanlar, su döngüsünde de önemli bir rol oynarlar ve ormanların yok edilmesi, su kaynaklarının azalmasına neden olabilir.

Ormanların yok edilmesi, ancak ormanların korunması ve ormansızlaşmanın önlenmesi ile durdurulabilir. Ormanların korunması, ormansızlaşmanın önlenmesi ve ormanların sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynar. Ormanların korunması, karbon emisyonlarını azaltır, biyolojik çeşitliliği korur, toprak erozyonunu önler ve su kaynaklarını korur.

İklim Değişikliği ve Sıcaklık Artışı Neden Endişelenmeliyiz 1 (1)
  1. Sıcaklık Artışının Sonuçları:

Kutup buzullarının erimesi

Kutup buzullarının erimesi, dünya çapında iklim değişikliğinin en ciddi sonuçlarından biridir. Küresel ısınma, okyanusların ve atmosferin ısınmasına neden olur ve bu da kutup buzullarının erimesine yol açar. Kutup buzullarının erimesi, birçok olumsuz etki yaratır.

Kutup buzullarının erimesi, deniz seviyesinin yükselmesine neden olur. Buzulların erimesi, okyanusların hacmini arttırır ve sonuç olarak deniz seviyesinin yükselmesine neden olur. Bu da kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar için tehdit oluşturabilir ve deniz seviyesinin yükselmesi, sel felaketleri gibi olayları arttırabilir.

Kutup buzullarının erimesi, deniz suyu sıcaklığı ve tuzluluğunu değiştirir. Kutup buzullarının erimesi, deniz suyunun tuzluluğunu azaltır ve su sıcaklığını artırır. Bu da deniz canlıları için yaşam koşullarını değiştirir ve ekosistemi olumsuz yönde etkiler.

Kutup buzullarının erimesi, küresel iklim örüntülerini değiştirir. Kutup buzullarının erimesi, deniz akıntılarının hızını ve yönünü değiştirir. Bu, dünya genelinde hava ve yağış örüntülerini değiştirir ve daha sıcak veya daha soğuk hava dalgalarına neden olabilir.

Kutup buzullarının erimesi, yerel ekonomileri etkiler. Kutup buzullarının erimesi, özellikle kutup bölgelerinde yaşayan toplulukların hayatını etkiler. Deniz yolu taşımacılığı ve balıkçılık, buzulların erimesi nedeniyle tehlikeye girer. Ayrıca, turizm de bu bölgelerde önemli bir gelir kaynağıdır ve buzulların erimesi turizm endüstrisini etkiler.

Kutup buzullarının erimesi, ancak iklim değişikliği ile mücadele edilerek durdurulabilir. İklim değişikliği, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi yoluyla kontrol edilebilir. Bunun yanı sıra, kutup bölgelerinin korunması ve kutup ekosisteminin sürdürülebilir şekilde yönetilmesi de önemlidir.

Deniz seviyesinin yükselmesi

Deniz seviyesinin yükselmesi, küresel ısınmanın en önemli sonuçlarından biridir. Küresel ısınma, okyanusların ve atmosferin ısınmasına neden olur ve bu da deniz seviyesinin yükselmesine yol açar. Deniz seviyesinin yükselmesi birçok olumsuz etki yaratır.

Deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar için tehdit oluşturur. Kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle sel, fırtına ve diğer doğal afetlerle karşı karşıya kalabilir. Bunun yanı sıra, deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı bölgelerindeki su kaynaklarının tuzlanmasına ve içme suyu kaynaklarının kirlenmesine neden olabilir.

Deniz seviyesinin yükselmesi, deniz canlıları için yaşam koşullarını da değiştirir. Deniz suyunun sıcaklığı ve tuzluluğundaki değişiklikler, deniz canlıları için yaşam koşullarını etkileyebilir. Deniz suyunun sıcaklığı artarsa, deniz canlıları için yaşam koşulları daha zor hale gelir. Bunun yanı sıra, deniz seviyesinin yükselmesi, deniz ekosisteminin değişmesine ve türlerin göç etmesine neden olabilir.

Deniz seviyesinin yükselmesi, küresel ekonomiyi de etkiler. Deniz seviyesinin yükselmesi, turizm ve balıkçılık gibi sektörleri etkileyebilir. Özellikle turizm sektörü, kıyı bölgelerinde önemli bir gelir kaynağıdır ve deniz seviyesinin yükselmesi, turizm endüstrisini olumsuz etkileyebilir.

Deniz seviyesinin yükselmesi, ancak iklim değişikliği ile mücadele edilerek durdurulabilir. İklim değişikliği, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi yoluyla kontrol edilebilir. Bunun yanı sıra, kıyı bölgelerinin korunması ve deniz ekosisteminin sürdürülebilir şekilde yönetilmesi de önemlidir.

Kuraklık, sel ve fırtınalar gibi aşırı hava olayları

İklim değişikliği, aşırı hava olaylarının sayısını ve şiddetini artırmaktadır. Kuraklık, sel ve fırtınalar gibi aşırı hava olayları, çevre ve insan sağlığı için ciddi riskler oluşturmaktadır.

Kuraklık, tarım, su kaynakları ve ekosistemler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kuraklık, su kaynaklarının azalması, toprak erozyonu, bitki örtüsünün yok olması ve çölleşme gibi sorunlara neden olabilir. Bu, tarım verimliliğini azaltır ve gıda üretimini olumsuz etkiler. Ayrıca, kuraklık nedeniyle ortaya çıkan yangınlar, ekosistemlerin yok olmasına ve biyoçeşitliliğin kaybolmasına neden olabilir.

Sel, aşırı yağışlar veya aşırı kar erimeleri nedeniyle oluşan yüksek su seviyeleri ile karakterize edilir. Sel, insanlar için tehlikeli olabilir, özellikle de kıyı bölgelerinde yaşayanlar için. Sel, evlerin, iş yerlerinin ve diğer yapıların zarar görmesine neden olabilir. Ayrıca sel, su kaynaklarının kirlenmesine ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına da neden olabilir.

Fırtınalar, iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklık ve nem seviyeleri nedeniyle daha şiddetli hale gelmektedir. Fırtınalar, özellikle kıyı bölgelerinde yaşayan insanlar için büyük bir tehlike oluşturur. Şiddetli fırtınalar, evleri, iş yerlerini, altyapıyı ve diğer yapıları tahrip edebilir. Ayrıca, fırtınalar, sel ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi diğer iklim değişikliği ile bağlantılı olayları da tetikleyebilir.

Bu aşırı hava olayları, insanların yaşamlarını ve ekonomik refahını olumsuz etkileyebilir. Ancak, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve bu olayların olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesi için adımlar atılabilir. İklim değişikliği ile mücadele eden politikalar ve uygulamalar, sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı gibi çözümler bu yönde atılabilecek adımlar arasında yer alır.

Canlı türlerinin yok olması ve ekosistemlerin bozulması

İklim değişikliği, canlı türlerinin yok olması ve ekosistemlerin bozulmasına neden olmaktadır. İklim değişikliği, yaşam alanlarının değişmesine ve hayvanlar ile bitkilerin uyum sağlayamamasına neden olur.

Özellikle, yüksek sıcaklıklar, kuraklık, deniz seviyesinin yükselmesi ve daha şiddetli fırtınalar gibi iklim değişikliği ile ilgili olaylar, biyoçeşitlilik üzerinde büyük etkiye sahiptir. İklim değişikliği, canlıların yaşama şansını azaltır ve türlerin sayısını azaltır. Örneğin, kutup ayıları, kutup buzullarının erimesi nedeniyle yaşam alanlarını kaybediyorlar ve hayatta kalmak için daha zorlu koşullarla karşı karşıya kalıyorlar.

Ekosistemlerin bozulması, iklim değişikliğinin etkilerinden kaynaklanmaktadır. Bitki örtüsünün kaybolması, toprak erozyonu, çölleşme ve su kaynaklarının azalması, ekosistemleri olumsuz etkiler. Bu durum, hayvanların besin kaynaklarının azalmasına neden olur ve birçok türün yaşama şansını azaltır. Ayrıca, birçok insan, doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerinin kaybolması gibi nedenlerle etkilenir.

İklim değişikliği ile mücadele etmek, canlı türlerinin korunması ve ekosistemlerin sağlıklı kalması için önemlidir. Bu, sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, biyoçeşitliliği koruma, ormancılık faaliyetleri ve doğal kaynakların korunması gibi politikalar ve uygulamalar yoluyla mümkündür. Bu önlemler, ekosistemlerin daha sağlıklı ve canlı kalmasına yardımcı olabilir ve türlerin yok olmasını önleyebilir.

İnsan sağlığına zarar veren hastalıkların artması

İklim değişikliği, insan sağlığına ciddi bir tehdit oluşturur. Artan sıcaklıklar, kuraklık, sel ve fırtınalar gibi aşırı hava olayları, su kaynaklarının azalması ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi etkiler, birçok sağlık sorununa yol açabilir. İklim değişikliği, hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabilir ve insanların sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Özellikle, artan sıcaklıklar, solunum ve kardiyovasküler hastalıkların yanı sıra, sıtma ve diğer böcek kaynaklı hastalıkların yayılmasına da neden olabilir. Sıcak hava, yüksek nem ve artan hava kirliliği, astım, alerjiler ve diğer solunum yolu hastalıklarının artmasına neden olabilir.

Su kaynaklarının azalması, su kaynaklı hastalıkların yayılmasına da neden olabilir. Örneğin, susuzluk, diyare ve kolera gibi hastalıkların yayılma riski, su kaynaklarının kirlenmesi ve azalması ile artar. Deniz seviyesinin yükselmesi, sellerin ve taşkınların artmasına neden olabilir ve bu durum, salgın hastalıkların yayılma riskini de artırır.

İklim değişikliği ile mücadele etmek, insan sağlığını korumak için önemlidir. Bu, sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, hava kirliliğinin azaltılması, temiz su kaynaklarının korunması ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi gibi politikalar ve uygulamalar yoluyla mümkündür. Bu önlemler, hastalıkların yayılmasını önleyebilir ve insanların sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.

İklim Değişikliği ve Sıcaklık Artışı Neden Endişelenmeliyiz 1 (3)
  1. Tarım ve Su Kaynaklarının Etkilenmesi:

Kuraklık nedeniyle tarım alanlarının yok olması

Kuraklık, tarım alanlarının verimliliğini ve sürdürülebilirliğini ciddi şekilde etkileyen bir iklim olayıdır. Sıcak hava, azalan yağış ve su kaynaklarının kuruması nedeniyle, tarım arazilerindeki bitki örtüsü azalabilir veya tamamen yok olabilir. Bu durum, çiftçilerin gelirlerini azaltır, gıda fiyatlarını artırır ve hatta açlığı tetikleyebilir.

Kuraklık nedeniyle toprakta su kaybı yaşanır ve bu da bitkilerin büyümesini engeller. Kuraklık, toprağın nemini kaybetmesine ve verimliliğinin azalmasına neden olur. Ayrıca, kuraklık nedeniyle, toprakta tuz birikmesi olabilir ve bu da bitki büyümesini engelleyebilir.

Tarım sektörü, dünya nüfusunun beslenmesinde kritik bir rol oynar. Kuraklık, tarım üretiminde önemli bir düşüşe neden olabilir ve bu da gıda arzının azalmasına ve gıda fiyatlarının artmasına neden olabilir. Ayrıca, kuraklık nedeniyle tarım alanları terk edilebilir ve bu da kırsal göçü tetikleyebilir.

Kuraklık, tarım alanlarındaki bitki örtüsünün kaybına, erozyona ve çölleşmeye de neden olabilir. Bu durum, tarım arazilerinin kalıcı olarak verimsiz hale gelmesine neden olabilir ve uzun vadeli ekolojik hasarlara yol açabilir.

Kuraklığın etkileriyle mücadele etmek, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, su kaynaklarının korunması ve su verimliliğinin artırılması gibi önlemlerle mümkündür. Ayrıca, kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin kullanılması, toprağın korunması ve iklim değişikliği ile mücadele edilmesi de önemlidir. Bu önlemler, tarım sektörünün sürdürülebilirliğini sağlayabilir ve dünya nüfusunun gıda ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olabilir.

Su kaynaklarının tükenmesi ve kirlenmesi

Su kaynakları, insanlar ve diğer canlılar için hayati öneme sahiptir. Ancak, iklim değişikliği nedeniyle, yağışların azalması ve su buharlaşmasının artması nedeniyle, dünya genelinde su kaynakları azalmaktadır. Bu durum, su kaynaklarına bağımlı olan tarım, endüstri ve enerji sektörleri gibi sektörleri de etkiler.

Ayrıca, su kaynaklarının kirlenmesi de büyük bir sorundur. Sanayi atıkları, tarım ilaçları, evsel atıklar ve diğer kirleticiler, su kaynaklarının kalitesini düşürür. Kirli su, hem insan sağlığına hem de çevreye zararlıdır. Su kaynaklarının kirlenmesi, doğal yaşamı da ciddi şekilde etkiler.

Su kaynaklarının tükenmesi ve kirlenmesi, insanların temiz suya erişimini ve sağlıklı bir çevrede yaşamını tehlikeye atar. Kirli su tüketimi, hastalıklara neden olabilir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde, kirli su nedeniyle her yıl binlerce insan hayatını kaybeder.

Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, su kaynaklarının korunması ve kirliliğin önlenmesi için önemlidir. Tarım, endüstri ve enerji sektörlerinde su tasarrufu sağlayacak uygulamaların geliştirilmesi, evsel atıkların doğru bir şekilde yönetilmesi, su kirliliğini önlemek için gerekli tedbirlerin alınması ve su kaynaklarının korunmasına yönelik yasal düzenlemelerin yapılması bu konuda önemlidir.

Ayrıca, toplumlar ve bireyler, su kaynaklarına saygılı davranarak, su tasarrufu sağlayacak uygulamaları hayatlarına entegre ederek ve doğal yaşamı korumak için gerekli tedbirleri alarak, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına katkı sağlayabilirler.

Yüksek sıcaklıkların bitki büyümesine etkisi

Yüksek sıcaklıkların bitki büyümesine etkisi, bitkilerin metabolizması ve fizyolojisi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yüksek sıcaklıklar, bitkilerin fotosentez yapma yeteneklerini etkileyebilir, su kaybına neden olabilir ve bitkilerin genel büyümesini olumsuz etkileyebilir.

Özellikle tarım sektöründe, bitkilerin sıcaklık toleransı ve büyüme performansı büyük önem taşır. Yüksek sıcaklıkların bitki büyümesine etkisi, bitkilerin stres altında kalmasına neden olabilir. Bu stres, bitkilerin su kaybına ve yapraklarının solması ve dökülmesine neden olabilir. Yüksek sıcaklıklar, toprakta nem kaybına ve bitki köklerinin kurumasına da neden olabilir.

Ayrıca, yüksek sıcaklıkların bitkilerin fotosentez yapma yeteneğini de etkilediği bilinmektedir. Bitkiler, fotosentez yaparak güneş enerjisini kullanarak besinlerini üretirler. Ancak, yüksek sıcaklıklar, bitkilerin fotosentez yapma verimliliğini azaltabilir. Bu da bitkilerin büyümesinin yavaşlamasına ve verimlerinin düşmesine neden olabilir.

Yüksek sıcaklıkların bitki büyümesine etkisi, bitki türüne, sıcaklığın süresine ve şiddetine bağlıdır. Bazı bitki türleri, yüksek sıcaklıklara daha iyi uyum sağlayabilirken, bazıları daha duyarlıdır. Yüksek sıcaklıkların etkisi, bitki büyüme sürecinin farklı aşamalarında da farklılık gösterir.

İklim Değişikliği ve Sıcaklık Artışı Neden Endişelenmeliyiz 1 (2)
  1. Sıcaklık Artışının Toplumsal Etkileri:

Göç ve yer değiştirme

İklim değişikliği nedeniyle yaşanan sıcaklık artışı, su kaynaklarının azalması, kuraklık, sel ve diğer aşırı hava olayları gibi faktörler, birçok bölgedeki insanları evlerinden çıkarmaya ve göç etmeye zorlamaktadır. Bu da insanların hayatında büyük bir değişime ve belirsizliğe neden olmaktadır.

Özellikle, kuraklık ve su kaynaklarının azalması nedeniyle bazı bölgelerde tarım alanları verimli olmaktan çıkmaktadır. Bu da insanların geçim kaynaklarını kaybetmelerine ve göç etmelerine neden olabilmektedir. Aynı şekilde, sel ve diğer aşırı hava olayları da evleri ve işyerlerini yok edebilir ve insanları başka yerlere göç etmeye zorlayabilir.

İklim değişikliği nedeniyle göç eden insanlar, yer değiştirme sürecinde birçok zorlukla karşı karşıya kalabilirler. Yeni bir yerde yaşamak için maddi kaynaklara ihtiyaçları olabilir ve yeni bir iş bulmaları gerekebilir. Ayrıca, yeni bir ortama uyum sağlamak da zor olabilir. Göç eden insanlar, sıklıkla sosyal ve kültürel açıdan yabancı oldukları bir ortama girmek zorunda kalırlar.

Ayrıca, göç eden insanlar, çevresel değişiklikler nedeniyle yeni bir yerde de aynı zorluklarla karşılaşabilirler. İklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklık, su kaynaklarının azalması ve diğer çevresel faktörler, insanları farklı bir yerde de zor durumda bırakabilir.

Beslenme sorunları

İklim değişikliği, beslenme sorunlarının artmasına neden olmaktadır. Artan sıcaklıklar, kuraklık, sel ve diğer aşırı hava olayları, tarım alanlarında verimliliğin azalmasına ve gıda üretiminde düşüşe neden olmaktadır. Aynı zamanda, iklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklığı artmaktadır, bu da balık türlerinin göç etmesine ve azalmasına neden olmaktadır. Bu durum, protein açısından zengin bir kaynak olan balığın daha az tüketilmesine neden olabilmektedir.

Tarımda yaşanan verimlilik kaybı, gıda üretiminde azalmaya neden olduğundan, gıda fiyatlarının artmasına da neden olmaktadır. Yüksek gıda fiyatları, düşük gelirli insanların beslenme ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır. Bu da özellikle yoksul ülkelerde beslenme sorunlarının artmasına neden olabilmektedir.

Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle artan hava kirliliği, astım ve diğer solunum yolu hastalıklarının yayılmasına neden olabilmektedir. Bu da insanların beslenme sorunlarının yanı sıra, sağlık sorunları ile de mücadele etmelerine neden olmaktadır.

İş kayıpları ve ekonomik kayıplar

İklim değişikliği, iş kayıplarına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Aşırı hava olayları, özellikle de seller, kuraklık ve fırtınalar, tarım üretimini ve sanayi üretimini olumsuz etkilemektedir. Bu da iş kayıplarına ve ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Ayrıca, aşırı hava olayları nedeniyle yaşanan hasarlar, maddi kayıplara neden olmaktadır.

Ayrıca, fosil yakıt kullanımı nedeniyle ortaya çıkan sera gazı emisyonları, enerji sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin de zarar görmesine neden olmaktadır. İklim değişikliğine karşı yapılan mücadele ve enerji kaynaklarının değiştirilmesi, fosil yakıt sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin gelirlerinde düşüşe neden olmaktadır.

Bunun yanı sıra, iklim değişikliği, turizm ve taşımacılık sektörlerinde de ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Artan sıcaklıklar, doğal afetler, deniz seviyesindeki yükselme ve diğer iklim değişikliği etkileri, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin gelirlerinde düşüşe neden olmaktadır. Ayrıca, iklim değişikliği nedeniyle oluşan taşımacılık sorunları, işletmelerin nakliye maliyetlerini arttırmakta ve dolayısıyla karlılıklarını düşürmektedir.

Sosyal huzursuzluk ve çatışmalar

İklim değişikliği, dünya genelinde sosyal huzursuzluk ve çatışmalara neden olmaktadır. İklim değişikliğinin etkileri, özellikle de tarım üretimi, su kaynakları ve ekonomik kaynaklar üzerindeki olumsuz etkileri, bazı bölgelerde gıda ve su kaynaklarına erişimi azaltmaktadır. Bu da halkın yaşam standardını düşürmektedir ve bu durum toplumsal huzursuzluğa neden olmaktadır.

Ayrıca, iklim değişikliği, göç hareketlerini artırmaktadır. Su kaynaklarının kıtlaşması, kuraklık ve diğer doğal afetler, özellikle de kırsal alanlarda yaşayan insanların kentlere göç etmesine neden olmaktadır. Bu durum, kentlerdeki nüfus artışına ve sosyal hizmetlere olan talebin artmasına neden olmaktadır.

Bunun yanı sıra, iklim değişikliği, bazı bölgelerde çatışmaları tetikleyebilmektedir. Özellikle, doğal kaynakların azalması, su kaynaklarına erişim sorunları ve tarım üretiminin azalması, bazı bölgelerde toplumsal çatışmalara neden olabilmektedir. İklim değişikliği nedeniyle oluşan göç hareketleri de bazı bölgelerdeki gerginlikleri arttırabilmektedir.

Oku  Ceyhan Kandemir’in Yeni Filmi Büyük Bir İlgiyle İzleyiciyle Buluştu
İklim Değişikliği ve Sıcaklık Artışı Neden Endişelenmeliyiz 2
  1. İklim Değişikliği ile Mücadele Yöntemleri:

Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı

Yenilenebilir enerji kaynakları, iklim değişikliği ile mücadele etmek için önemli bir araçtır. Bu kaynaklar, doğal kaynakları korur ve fosil yakıtların kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını azaltır. Yenilenebilir enerji kaynakları ayrıca sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır, çünkü kaynakları tükenmez ve yenilenebilirler.

Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, hidroelektrik enerji, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji ve deniz enerjisi gibi farklı yenilenebilir enerji kaynakları vardır. Bu kaynakların kullanımı, elektrik üretimi, ısıtma ve soğutma, ulaşım ve sanayi gibi farklı alanlarda gerçekleştirilebilir.

Özellikle rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi, son yıllarda hızla gelişmiştir. Rüzgar türbinleri, rüzgar enerjisini elektrik enerjisine dönüştürürken, güneş panelleri güneş ışığından elektrik üretmektedir. Bu teknolojiler, dünya genelinde giderek daha yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Hidroelektrik enerji, su gücünün kullanılması yoluyla elektrik üretiminde de kullanılan önemli bir yenilenebilir enerji kaynağıdır. Su gücü, su akışından elde edilen kinetik enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi yoluyla kullanılır.

Biyokütle enerjisi, biyolojik malzemelerin yakılması yoluyla enerji üretimini ifade eder. Bu yakıt türü, biyolojik atıklar, ağaç atıkları ve enerji bitkileri gibi farklı kaynaklardan elde edilebilir.

Jeotermal enerji, yer kabuğundaki sıcak kaynaklardan elde edilir. Bu kaynak, elektrik üretimi ve ısıtma gibi farklı amaçlarla kullanılabilir.

Deniz enerjisi, deniz dalgalanmalarından, gelgitlerden ve sıcaklıktaki farklardan elde edilebilir. Bu kaynak, henüz gelişmekte olan bir teknolojidir ancak gelecekte daha yaygın bir şekilde kullanılması beklenmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynakları, doğal kaynakları korurken aynı zamanda ekonomik faydalar da sağlar. Bu kaynaklar, fosil yakıtların kullanımının azaltılması ve yerli kaynakların kullanımının artırılması yoluyla enerji ithalatı maliyetlerini azaltır. Ayrıca, yenilenebilir enerji sektörü, istihdam yaratır ve yerel ekonomilerin gelişmesine katkıda bulunur. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynakları, enerji arzını çeşitlendirir ve enerji güvenliği sağlar. Fosil yakıtların kullanımıyla ilgili sorunlar, özellikle küresel petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ve jeopolitik gerilimler, enerji güvenliği konusunu önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, bu sorunların üstesinden gelmek için bir yol sunar.

Enerji verimliliğinin artırılması

Enerji verimliliği, aynı işi yapmak için kullanılan enerji miktarını azaltarak daha az enerji tüketimine olanak sağlar. Bu, enerji tasarrufu yapmanın yanı sıra, fosil yakıt kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını da azaltır. Enerji verimliliği arttıkça, enerji üretimi için ihtiyaç duyulan kaynakların tükenmesi riski de azalır.

Enerji verimliliğini artırmak için birçok yöntem bulunmaktadır. Bunlar arasında binaların izolasyonu, enerji verimli aydınlatma ve cihazlar, endüstriyel işlemlerde verimlilik artışı, toplu taşıma ve elektrikli araçlar gibi enerji tasarruflu ulaşım seçenekleri yer almaktadır. Ayrıca, enerji yönetim sistemleri, enerji tüketimini izlemek, analiz etmek ve yönetmek için kullanılabilecek teknolojilerdir.

Enerji verimliliğinin artırılması birçok fayda sağlar. Bunlar arasında enerji maliyetlerinin düşürülmesi, enerji kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılması, enerji güvenliğinin artması, işletmelerin rekabet gücünün artması, istihdamın artması ve hava kalitesinin iyileştirilmesi yer almaktadır. Ayrıca, enerji verimliliğinin artırılması, iklim değişikliği ile mücadele etmek için de önemlidir, çünkü enerji verimliliği, fosil yakıt kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını azaltır.

Ormanların korunması ve yeni orman alanları oluşturulması

Ormanların korunması ve yeni orman alanları oluşturulması, iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli araçlardan biridir. Ormanlar, karbon emisyonlarını azaltarak atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra, ormanlar su tutma kapasiteleri nedeniyle erozyonu azaltır, habitat kaybını önler ve biyoçeşitliliği korur.

Dünya genelinde birçok ülke, orman koruma ve restorasyon programları başlatmıştır. Bu programlar, ormansızlaşma ve ağaç kesiminin önlenmesi, yangınların kontrol altına alınması ve ağaçlandırma projeleri gibi hedefleri kapsar. Örneğin, Brezilya Amazon ormanlarındaki orman yangınlarının kontrol altına alınması için birçok proje yürütülmektedir.

Yeni orman alanları oluşturulması da önemlidir. Ağaçlandırma projeleri, insanların yaşadığı alanları yeşillendirmenin yanı sıra, karbon emisyonlarını azaltmak için de etkilidir. Bazı ülkeler, ağaçlandırma projeleri için finansman ve destek sağlamaktadır. Çin, “Yeşil Duvar Projesi” adı altında dünyanın en büyük ağaçlandırma projesini yürütmektedir. Bu proje, Çin’in batısında 66 bin kilometre uzunluğunda bir yeşil duvar oluşturmayı hedeflemektedir.

Ormanların korunması ve yeni orman alanlarının oluşturulması, sadece çevre için değil, insanlar için de önemlidir. Ormanlar, insanların gıda, yakıt, ilaç, odun ve diğer kaynakları elde etmesine yardımcı olur. Ayrıca, turizm sektörü için de önemli bir potansiyele sahiptir.

Ancak, ormanların korunması ve yeni alanların oluşturulması da zorluklarla karşılaşabilir. Özellikle ormansızlaşma, tarım ve hayvancılık faaliyetleri gibi nedenlerle orman alanları azalmaktadır. Bu nedenle, ormanların korunması ve ağaçlandırma projelerinin yürütülmesi için politik irade, toplumsal destek ve finansman sağlanması gerekmektedir.

Karbon salınımını azaltacak politikaların uygulanması

Karbon salınımını azaltacak politikalar, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için önemlidir. Bu politikalar, sera gazı emisyonlarını azaltarak, atmosferdeki karbondioksit miktarını azaltmaya yardımcı olur.

Bununla birlikte, karbon salınımını azaltmak için birçok farklı politika uygulanabilir. Bunlar arasında şunlar yer alır:

  • Fosil yakıt kullanımını azaltmak: Fosil yakıtların kullanımı, sera gazı emisyonlarının en büyük kaynaklarından biridir. Bu nedenle, fosil yakıt kullanımının azaltılması, karbon salınımını azaltmanın önemli bir yolu olarak kabul edilir. Fosil yakıt kullanımını azaltmak için, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılabilir, enerji verimliliği artırılabilir ve fosil yakıtların kullanımına yönelik vergiler veya kotalar gibi politikalar uygulanabilir.
  • Sanayi ve tarım sektörlerinde karbon salınımını azaltmak: Sanayi ve tarım sektörleri, sera gazı emisyonlarının diğer önemli kaynaklarıdır. Bu nedenle, bu sektörlerde karbon salınımını azaltacak politikalar uygulanabilir. Örneğin, enerji verimliliğini artırmak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak, daha az karbon salınan üretim yöntemleri kullanmak, sera gazı emisyonlarına yönelik vergiler veya kotalar uygulamak gibi politikalar uygulanabilir.
  • Binalarda enerji verimliliğini artırmak: Binaların ısıtılması ve soğutulması, enerjinin önemli bir tüketim alanıdır ve bu da sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağıdır. Binalarda enerji verimliliğini artırmak için, yalıtım ve ısıtma/soğutma sistemlerinin iyileştirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji tasarruflu cihazların kullanımı gibi politikalar uygulanabilir.
  • Toplu taşımayı teşvik etmek: Bireysel araç kullanımı, sera gazı emisyonlarının diğer önemli kaynaklarından biridir. Bu nedenle, toplu taşıma sistemlerinin teşvik edilmesi, bireysel araç kullanımının azaltılmasına yardımcı olur ve böylece karbon salınımını azaltır.
  • Karbon fiyatlandırması: Karbon salınımı, çevre için bir maliyet oluştururken, bu maliyetler şu anda üretilen ürünlerin fiyatına yansımamaktadır. Karbon fiyatlandırması, bu maliyetleri ürün fiyatlarına dahil etmek için bir politika olarak kabul edilir. Bu, karbon salınımı yaratan faaliyetlerin maliyetlerini artırarak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasını teşvik eder ve fosil yakıtların kullanımını azaltır.
  • Bunların yanı sıra, ormanların korunması ve yönetimi de karbon salınımını azaltmanın önemli bir yoludur. Ormanlar, atmosferdeki karbondioksitin emilmesine yardımcı olan önemli karbon depolarıdır. Ormanların korunması, ormansızlaşmanın önlenmesi ve yeni orman alanlarının oluşturulması, karbon salınımının azaltılmasına yardımcı olur.

Tüm bu politikaların uygulanması, karbon salınımının azaltılmasına yardımcı olur ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için önemli bir adım olarak kabul edilir.

Toplumda farkındalık oluşturmak ve eğitim çalışmaları yapmak.

İklim değişikliğiyle mücadele etmek için en önemli adımlardan biri, toplumda farkındalık oluşturmak ve eğitim çalışmaları yapmaktır. Çünkü iklim değişikliği ve sera gazı emisyonları hakkındaki bilgi düzeyi, insanların çevre dostu davranışlar sergilemelerinde önemli bir etkendir.

Bu amaçla, toplumda farkındalık oluşturmak için çeşitli kampanyalar düzenlenebilir. Örneğin, çevre dostu ürünlerin kullanımının teşvik edilmesi, geri dönüşüm faaliyetlerinin artırılması, doğal kaynakların korunması, enerji tasarrufu yapmanın önemi gibi konular hakkında bilgilendirici reklam kampanyaları yapılabilir. Ayrıca, bu kampanyaların geniş kitlelere ulaşabilmesi için sosyal medya gibi dijital kanallar da kullanılabilir.

Eğitim çalışmaları da toplumda farkındalık oluşturmanın önemli bir parçasıdır. Okullarda ve üniversitelerde iklim değişikliği hakkında eğitim verilmesi, insanların çevre dostu davranışlar sergilemelerinde etkili olabilir. Ayrıca, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından düzenlenecek seminerler ve konferanslar, halkın iklim değişikliği konusunda bilgi sahibi olmalarına yardımcı olabilir. Bu eğitim çalışmaları, insanların iklim değişikliği hakkında bilinçlenmeleri ve çevre dostu yaşam alışkanlıkları geliştirmeleri için önemli bir adımdır.

Tüm Reklam, Tanıtım ve İşbirlikleri için bulten@turhapo.com


Doğu Ekspresinde Cinayet Tiyatroseverlerle Buluşuyor Agatha Christie'nin Efsanevi Polisiye Uyarlaması (3)
“Doğu Ekspresinde Cinayet” Tiyatroseverlerle Buluşuyor: Agatha Christie’nin Efsanevi Polisiye Uyarlaması
Base’in 8. Edisyonu, Türkiye Genelindeki 132 Yeni Mezun Sanatçıyı Bir Araya Getiriyor (1)
BASE’in 8. edisyonu, Türkiye genelindeki 132 yeni mezun sanatçıyı bir araya getiriyor
Çağdaş Sanatın Parlayan Yıldızları Ivo Ve Nina Petrov İstanbul’da! (3)
Çağdaş Sanatın Parlayan Yıldızları: Ivo ve Nina Petrov İstanbul’da!
Günsu Saraçoğlu Rebirth, Denge “sİz” Siniz! Sanat Ve Toplumsal Duyarlılık Bir Arada (1)
Günsu Saraçoğlu – “ReBirth, Denge “SİZ” Siniz!”: Sanat ve Toplumsal Duyarlılık Bir Arada
Gamze Ersöyler'den Tarot El Kitabı Sembollerle Ruhsal Yolculuk (1)
Gamze Ersöyler’den “Tarot El Kitabı”: Sembollerle Ruhsal Yolculuk
Disiplinler Arası Sanat Buluşması 18. Printemps Des Artistes (1)
Disiplinler Arası Sanat Buluşması: 18. Printemps des Artistes
Yeşim Özsoy Ve Itır Karabulut’tan Unutulmaz Bir Hikaye No Name (2)
Yeşim Özsoy ve Itır Karabulut’tan Unutulmaz Bir Hikaye: Cenk Rofe – No Name
Aşkın Tuna Güftelerin Efendisi! Eylül Aşkın Ile... Özel Söyleşi (2)
Aşkın Tuna – Güftelerin Efendisi! – Eylül Aşkın ile… Özel Söyleşi
İstanbul Teknik Üniversitesi Önderliğinde Karadeniz Bölgesine Yönelik İklim Değişikliği Çözümleri Geliştiriliyor (11)
İstanbul Teknik Üniversitesi Önderliğinde Karadeniz Bölgesine Yönelik İklim Değişikliği Çözümleri Geliştiriliyor
Sanatın Evrim’i 40. Bölüm – Süleyman Saim Tekcan, Günsu Saraçoğlu – Evrim Sanat, Mikado İletişim (2)
Sanatın Evrim’i 40. Bölüm – Süleyman Saim Tekcan, Günsu Saraçoğlu – Evrim Sanat, Mikado İletişim
Ceyhan Kandemir'in Yeni Filmi Büyük Bir İlgiyle İzleyiciyle Buluştu (1)
Ceyhan Kandemir’in Yeni Filmi Büyük Bir İlgiyle İzleyiciyle Buluştu
Sanat Ve Toplum Bağları Oylum Öktem Ile Söyleşi Ve Kitap Lansmanı (4)
Sanat ve Toplum Bağları: Oylum Öktem ile Söyleşi ve Kitap Lansmanı
Stk’ların Eğitime Katkısı Koruncuk Vakfı 45 Yıldır Umut Oluyor (1)
STK’ların Eğitime Katkısı: Koruncuk Vakfı 45 Yıldır Umut Oluyor
Yelda Başaran, İlk Kitabıyla TÜyap Fuarı’nda Okurlarıyla Buluştu! (3)
Yelda Başaran, İlk Kitabıyla TÜYAP Fuarı’nda Okurlarıyla Buluştu!
Tuğçe Tatari’den Çocuklara Empati Dersi “biri Ve Diğeri” Raflarda! (1)
Tuğçe Tatari’den Çocuklara Empati Dersi: “Biri ve Diğeri” Raflarda!
Fix360 Yapımcılığında Çekilen Hain Filmi 13 Aralık’ta Vizyonda (1)
Fix360 Yapımcılığında Çekilen “Hain” Filmi 13 Aralık’ta Vizyonda
Tarkan Avrupa Turnesi İçin Hazır Kuantum 51 Albümünün Yeni Şarkılarıyla Buluşuyor (1)
Tarkan Avrupa Turnesi İçin Hazır: “Kuantum 51” Albümünün Yeni Şarkılarıyla Buluşuyor
Yunan Adaları, Türk Cruise Turistlerinin Bir Numara Tercihi (2)
Yunan Adaları, Türk Cruise Turistlerinin Bir Numara Tercihi
AkedaŞ Ve Kızılay’dan Kan Bağışı İş Birliği (1)
AKEDAŞ ve Kızılay’dan Kan Bağışı İş Birliği
2025'te Demir Çelik Sektörü Küresel Pazarda Güçleniyor! (1)
2025’te Demir Çelik Sektörü Küresel Pazarda Güçleniyor!
Canon, Yeni Cmos Sensörleri Ile Görüntüleme Teknolojilerinde Çığır Açıyor (1)
Canon, Yeni CMOS Sensörleri ile Görüntüleme Teknolojilerinde Çığır Açıyor
Sea To Sky Serisinin İlk Yarışı Sky Adventure Antalya’da (1)
“Sea to Sky” Serisinin İlk Yarışı: Sky Adventure Antalya’da
Sinan Erbaş 80'li Yılların Müzik Ruhunu Genç Nesle Aşılayacağım!
Sinan Erbaş: “80’li Yılların Müzik Ruhunu Genç Nesle Aşılayacağım!”
Yasunari Kawabata'nın Efsanevi Avuç İçi Öyküler Kitabı Can Yayınları'nda! (1)
Yasunari Kawabata’nın Efsanevi “Avuç İçi Öyküler” Kitabı Can Yayınları’nda!
Salim Kadıbeşegil'in Yeni Kitabı Yaşamda Ya İz Bırakırsınız Ya Da İs Raflardaki Yerini Aldı (1)
Salim Kadıbeşegil’in Yeni Kitabı “Yaşamda ya İZ Bırakırsınız ya da İS” Raflardaki Yerini Aldı

Turhapo Logo
Türkiye Haber Portalı Logo 2
Türkiye News Portal Logo
Istanbul Haber Portali Logo
Yerelden Globale Logo
Multi Medya Blog 1