Çekimleri Lüleci Hendek Caddesi üzerinde bulunan Bohem Apartmanı’nda gerçekleştirilen Eylül Aşkın’ın sunduğu Eylül Aşkın İle’nin bu bölümünün konuğu ressam, sanat yönetmeni, dekor ve kostüm tasarımcısı Emre Öztürk oldu.
Kasım ayında sanatseverlerle buluşturmayı planladığı üçüncü solo sergisi için kolları sıvayan Emre Öztürk, Ankara Sanat Fuarı kapsamında 16 Ekim’de Art Nova’da açılacak sergide de bir eseriyle yer alacak.
“Daha 2 yaşımdayken annemden suluboya istiyormuşum.”
Çocukluğuna dair en eski anılarının iki yaşlarında salonun ortasında resim yaptığı yıllara ait olduğunu ifade eden Emre Öztürk, “Aynı yıllarda Komodor 64 bilgisayarda yazı karakterlerini kullanarak ilk dijital resimlerimi yaptım.” Şeklinde konuştu.
“Dışarıda çalışıp, para biriktirdim.”
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, nasıl daha öğrencilik yıllarında iş hayatına atıldığını, para biriktirdiğini, biriktirdiği parayla kursa gittiğini ve güzel sanatlar fakültesi sınavlarına kendi emeğiyle hazırlandığını anlattı.
“‘Resim öğrencisi resim yapar.’ mantığının dışına çıktım.”
Resim çalışmalarının yanında sinema sektörüne ve sahne sanatlarına kostüm ve dekor tasarımları ile destek veren, çok yönlü bir tasarımcı olan Emre Öztürk, okul hayatında da oldukça aktif olduğunun altını çizdi. Sanatçı bu merakını ve çok yönlülüğünü “Diğer bölümlerin derslerine girerdim. Bizim bir sene hazırlık vardı, beş seneydi okul. Hazırlık döneminde de bir reklam ajansına okuldan sonra gitmeye başladım. Orada grafik tasarım öğrendim. Sonrasında bölüme geçince freelance olarak dışarı işler yapmaya, grafik tasarım öğrencilerine Photoshop dersi vermeye başladım. Kavramsal sanat, performans sanatlarına falan da ilgi duymaya başlayınca, ben fakültede ne varsa her bölüme el almaya başladım.” Cümleleriyle ifade etti.
“Sanatçı çok yönlü insandır.”
Son dönemde “sanatçı” ifadesinin herkes için kullanılmaya başlanması üzerine de eleştirilerde bulunan Emre Öztürk, “Sanatçı çok yönlü insandır. Sanatçı video da çekeri fotoğraf da çeker, alır bir tane taşı boyar, alır malzemelerle bir hikaye anlatır. Sanatçı alıp tuvale resim yapan insan değildir.” dedi. Sanat izleyicisine yönelik eleştirilerde de bulunan sanatçı, “Çevrede görüyoruz, açılan sergilere oldukça yoğun ilgi gösteriliyor ama ilgi göstermek ayrı bir şey, orada gördüğünü anlayıp, algılayıp, orada verilen mesajı anlamak ayrı bir şey. Toplumun bunu anlayabilmesi için de okuması lazım. Gördüğün göze güzel geliyor ama orada sanatçı belki bir acıyı anlatmıştır. Bunu görebilmek önemli.” Şeklinde konuştu.