Çekimleri Lüleci Hendek Caddesi üzerinde bulunan Bohem Apartmanı’nda gerçekleştirilen Eylül Aşkın’ın sunduğu Eylül Aşkın İle’nin bu bölümünün konuğu şair, yazar ve ressam Durmuş Ali Gültekin oldu. Kendisiyle sanatçının tanımını, şiiri, resimi, Türkiye’de sanatı ve gelecek projelerini konuştuk.
Goethe’den İlham Aldı!
Lise çağlarındayken Goethe’nin Ah Tanrım! Sanat uzun, Oysa hayat kısa…” sözünü okuduğunu ve bundan çok etkilendiğini belirten Durmuş Ali Gültekin, “O sözü gördüğüm günü bugün bile anımsıyorum.” Diyerek sanat hayatında bu sözden oldukça ilham aldığının üzerinde durdu.
“Resmi kendi kendime öğrendim.”
Zamanın şartlarında imkanı olmadığı için profesyonel eğitim alamadığını ifade eden Durmuş Ali Gültekin, “82 yılında İstanbul’a geldiğim zaman İstanbul’da temel eğitim dersi aldım. Güzel sanatlar okumak istiyordum ama ekonomik nedenlerden dolayı olmadı, iktisat okudum.” dedi.
“Sanatçının sürekli okuması lazım.”
Kendisine bazen “Nasıl yazar olurum?” Sorusunun yöneltildiğini ifade eden Durmuş Ali Gültekin, “Çok okumak diyorum. Çok okumak, az yazmak.” Dedi.
Gündemi yoğun bir şekilde takip ettiğinin üzerinde duran Gültekin,
“Sanatçı hem sosyologdur, hem antropologtur, hem filozoftur… Bunlar yoksa, iyi bir gözlemleme yeteneği yoksa sanatçının kendini tamamlaması eksiktir.” Şeklinde konuştu.
“Yaratıcılık günden güne düşüyor.”
Son dönemde hem şiirde hem resimde taklit üretimlerin oldukça fazlalaştığına dikkat çeken Durmuş Ali Gültekin, “Yaratıcılık günden güne düşüyor. Bu da sanatçının gelişimini kısıtlıyor. Sıradan bir resmin ilgi görmesi, sıra dışı bir resmin ilgi görmemesi sanatçıyı da küçültüyor.” Yorumunda bulundu.